Hicret - هجرت

Hicret.org Web Sitesi

Hicret.org İslami Web Sitesi Portalı

Hicret.Org Web Sitesi

Riyaz'üs Salihin İmam Nevevi

Hadis kaynakları arasında önemli bir yer teşkil eden İmam Nevevi'nin muazzam eseridir.
Tam adı riyâzü's-sâlihîn min hadîsi seyyidi'l-mürselîn olan eser, imam nevevî'nin çalışmaları arasında önemli bir yer tutar. Nevevî bu kitabını, 45 yıllık kısa fakat çok verimli hayatının en olgun ve bereketli dönemleri kabul edilen bir yaşta, 40 yaşlarında yazdı. bundan üç sene önce de, bir başka önemli eseri el-ezkâr'ı telif etmişti. Riyâzü's-sâlihîn'in telifi, 14 ramazan 670 (1271) tarihinde bir pazartesi günü tamamlandı.
İmam nevevî, kitabını yazarken bazı prensipler gözettiğini eserinin önsözünde belirtir. Buna göre riyâzü's-sâlihîn'in başlıca özellikleri şunlardır:
_İnsanlara dünya ve âhiret saâdetini kazanma yollarını gösterecek, zâhirî ve bâtinî edepleri elde etmelerini sağlayacak, iyiyi ve güzeli teşvik, kötüden ve çirkinden uzaklaşmayı temin edecek sahih hadislerden oluşan muhtasar bir kitap olacaktır.

Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür

Binaenaleyh, muhterem okuyucu! Gelin... Mukadderatımızın tayin ve tesbit edildiği bu mübarek gecede, çok çok dua edelim. Edelim ki, mukadderatımız hayırlı olsun. Hayırlı uzun ömür, sıhhat ü afiyet, helâl bol rızık, son nefeste kâmil iman ile ölmek, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail olmak, dünya ve ahiretimizin mamur olması, Cenab-ı Hakk'ın cemaliyle ve firdevs cennetiyle müşerref olmak v.b. isteklerimiz için dua edelim. Mukadderatı bilemiyoruz. Kimbilir? Yeterli dua etseydik belki de istediğimiz şekilde olurdu. Etmediğimiz için de öyle oldu.

Hakkımızda dünyâ-âhiret hükümlerin yazıldığı, emirlerin verildiği ve kader çerçevemizin yeniden biçimlendirildiği bu saat ve dakikalarda uyanık bulunmamız ve Cenâb-ı Hakk'a duâ ve niyâzda bulunarak, hakkımızda hayırlısını istememiz ne kadar isâbetli bir ubûdiyet hâlidir! Ne kadar sevimli bir kulluk tavrıdır! Ne kadar hoş bir duâ şeklidir!

Diyanet islam ansiklopedisinde sözlük maddesi

Sözlüğün Arapça karşılığı olan lugat kelimesi “söz söylemek, boş konuşmak; kuş ötmek” anlamlarındaki lağv kökünden türemiş bir isim olup “toplum bireylerinin duygu ve düşüncelerini birbirine anlatmak için kullandıkları kelimelerden meydana gelen eser” demektir. IV. (X.) yüzyılın sonlarına kadar yazılan lugat kitapları konularına göre değişik adlar taşıdığından sözlük kavramını karşılayan ortak bir terim henüz mevcut değildi. Bu dönemde ve daha sonraki süreçte lugat kelimesi “dil, lehçe” mânasına geliyordu. “Sözlük bilimi” anlamında ilmü’l-luga ve mu‘cemiyyât ile sözlük karşılığı olarak kullanılan mu‘cem ve kāmûs kelimeleri sonradan terim haline gelmiştir. Mu‘cem “sözün kapalı ve anlaşılmaz olması” mânasındaki ucme kökünden ism-i mef‘ûl veya masdar olup “kapalılığı ve bilinmezliği giderilmiş söz” demektir. Sözlük âlimleri, “kelimelerin alfabetik dizimi” anlamında kullandıkları mu‘cem terimini hadisçilerden almakla birlikte bunun tarihi kesin şekilde bilinmemektedir.

EMSİLE HAKKINDA TEMEL BİLGİLER

Emsilenin musannifi: Çocuklardan ilk iman eden, pef. amcasının oğlu, hulefai rasidinin 4. ve hz. Allahin kendisine arslanım diye hitab ettiği hz. Ali keremAllahu veche dir.

اَسَدُ اللهِ غَالِبِGalib olan Allahın arslanıdır. KeremAllahu veche dua olup Allah yüzünü güzel kılsın demektir.S ebebi ise hz. Ali efendimiz bir defa bile olsun donup putlara bakmamıştır.

الحديث : اَنَا مَدِينَةُ الْعِلْمِ وَ عَلِيُّ بَابُهَا فَمَنْ اَرَادَ اَلْعِلْمَ فَلْيَءْتِ الْبَابَ
Manası: Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır. Ilmi isteyen kapısına muracat etsin.buy.

Hadisi şerif de bir kaide vardır ki: Emri gaibin evvelindeki lam, vav - fe - summe den sonra cezm okunur..."فَالْيَءْتِ"

Emsile mufaale babından ikinci masdar olub اَفْعِلَةٌ vezninde cemi killetdir ve
مَاثَلَ يُمَاثِلُ مُمَاثَلَةً وَمِثَالً وَمِيثَالً مِثَالٌ مِثَالَانِ اَمْثِلَةٌ olarak tasrif olunur.

Misal lugatta: Benzeticiye ve kavaidi kulliye'yi izah eden kelimelere denir.

Mübarek Üç Aylar'ı Nasıl Değerlendirmeliyiz?

İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamber Efendimiz, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Resûlü (sas), bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü. Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor sonra bırakıyordu.

Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Resûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet Ya Rasulallah!” Allah Resûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.”

Recep ayında Perşembe-Cuma ve Cumartesi Oruç Tutmak

Recep ayında Perşembe-Cuma ve Cumartesi oruç tutmanın fazilet nedir?

Diyanet Baskani din degistirirse!

Evet, evet doğru. Diyanet İşleri Başkanı din değiştirirse, örneğin Hıristiyan olursa, bunun Rusya’da duyulmaması mümkün mü? Bir temenni değil tabii ki, bir soru.

Düşünsenize Türk Diyanet İşleri Başkanı Hıristiyan olduğunu açıklasa, kıyamet kopar değil mi?

Rusya’nın Diyanet İşleri Başkanı Polosin, bütün Rus medyasının önünde şöyle diyor:

“Kamuoyunda şehadet ederim ki ben Ortodoks Kilisesi’nin ne papazı ne de müridiyim… Eşhedüenlailaheillallah…”

Evet, evet doğru. Diyanet İşleri Başkanı din değiştirirse, örneğin Hıristiyan olursa, bunun Rusya’da duyulmaması mümkün mü? Bir temenni değil tabii ki, bir soru.

Düşünsenize Türk Diyanet İşleri Başkanı Hıristiyan olduğunu açıklasa, kıyamet kopar değil mi? Hele Ortodoksluğun kalesi komşumuz Rusya’da nasıl yankılanır kim bilir? Dünya bile çalkalanır değil mi?

Hz. Aişe (r.a.)'den Rivayet Edilen Bir Hikaye

Hazret-i Aişe(r.a.) annemizden rivayet olundu. Bir gün kendisi oturuyordu. Yanına bir kadın geldi. O kadın elini yeninin içinde örtüyor(ve gizliyor)du. Hazret-i Aişe(r.a.) annemiz kendisine sordu.

-“Sana ne oluyor ki yeninin içinden çıkartmıyorsun?” Kadın:

-“Ey mü’minlerin annesi! Hiç bana sorma! Benim annem ve babam vardı. Babam sadaka vermeyi çok severdi. Annem ise (çok cimriydi) sadakada vermekten nefret ederdi. Annemi hiçbir zaman hiçbir şeyi sadaka verdiğini görmedim. Ancak iç yağından az bir şeyi ve bir parça da yırtık bir elbise sadaka verdiğini gördüm.

İkisi vefat ettikleri zaman; rüyamda gördüm. Kıyamet kopmuş idi. Annemi mahlukatın önünde dikilmiş gördüm. Rezil olmuş bir haldeydi. Halk annemin gizli ayıplarını ve günahlarını görüyordu. Ve gördüm. Annemin elinde o küçük iç yağı parçası vardı. Ve annem onu emiyordu. Ve bağırıyordu:

-“Ahhh! Susadım! Susadım!” diye

İmam Gazali İhyâ_U Ulûmi'ddîn

İhyâ-u Ulûmiddin, İmâm-ı Gazâlî’nin en kıymetli eseri olarak gösterilir. Osmanlı âlimlerinden Saffet Efendi, Tasavvufun Zaferi isimli eserinde, bu eser hakkında “Öyle kıymetli bir eserdir ki, Kur’ân-ı Kerîmin ve Peygamber Efendimizin hadislerinin mânâlarını Müslümanlara anlatmak ve Allah Teâlânın kullarına doğru yolu göstermek, huzur ve saâdete kavuşturan İslâm ahlâkını öğretmek için, din âlimleri olarak elimizde bundan başka hiçbir kitap bulunmasaydı, yalnız bu kitap kifayet ederdi” ifadelerini kullanmıştır.

İnsanın hem dış hem de iç dünyasına seslenen bu eser, zâhir ve bâtın ilimleri uzlaştıran, fıkıh ile tasavvufu kaynaştıran eşsiz bir örnektir. Eserde şer'î ilimlerin arka planları üzerinde durulur.

YEDİĞİN LOKMAYA DİKKAT ET!

Şâh-ı Nakşibend (k.s.) hazretleri, tasavvufdaki hallerinni kaybolduğunu söyleyen bir talebesine; "yediğin lokmaların helâlden olup olmadığını araştır" buyurmuştur. Talebesi araştırdığında, yemeğini pişirirken ocakta helâl olup olmadığı şüpheli bir odun yakmış olduğunu tesbit ederek tevbe etmiştir.
"Namazda hudû ve huşû nasıl elde edilir?" diye sorulunca da cevaben buyurdu ki:

"- Huzurlu bir halde hâlal lokma yiyeceksiniz. Huzur ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitah tekbirini kimin huzuruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz."

Dayı Ve Hala Adak Eti Yiyebilir mi?

Adak etini dayı kuzen ve dayının eşi yiyebilir mi? Ve bu adak ilk kesildiğinde yanlışlık yapıldıysa ikinci kez kesilince her hangi bir olumsuz durum olur mu ?

Zemzem Suyu Mayalanır mı?

Zemzem suyu mayalanır mı?zemzemin mayalanma özelliği var mı?

Adet (hayız) Gören ve Lohusa Olan Hanım Regaip Kandilinde Nasıl İbadet Eder?

Adet (hayız) Gören ve Lohusa Olan Hanım Regaip Kandilinde Nasıl İbadet Eder? Regaip kandilinde lohusa ve adet (aybaşı,hayız,regli)olan kimse hangi duaları okuyabilir? Nasıl dua eder?

KUR'ÂN: EN MUHTEŞEM, EN MÜKEMMEL KİTAP

Kur'ân-ı Kerîm'in Fransızca mealini hazırlayan, Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand'ın Danışmanı Prof. Jacques BerJue'den samimi itiraf: Fransa müslüman olacak! Ömrünü İslâmiyeti araştırmakla geçiren Prof. Berque, "Kur'ân Allah'ın kitabıdır" dedi.

Prof. Berque, 828 sayfalık eserini 15 yıllık araştırmadan sonra 5 yılda yazdığını belirterek, "Kur'an-ı Kerim dünyanın en muhteşem, en mükemmel, en nurlu edebiyat, dil bilgisi, mânâ ve ses bilgisini bir ara-da toplayan; sade görülmesine rağmen fevkalâde zor, zor görülmesine rağmen fevkalâde sade bîr ilâhî kelâm..." diyor.
Ülkesinde bugün 4 milyondan fazla müslüman olduğuna dikkati çeken Fransız bilim adamı JaosnJes Berque, "Bunun en az bir milyonu Fransız asıllı müslümanlardır. Bunlar İslâmiyeti araştırarak müslüman olmuşlardır. Çünkü islâmiyet çağdaş bîr dindir. Fransa'nın bir müddet sonra müslüman olacağını söylersek bu abartma olmaz" diye konuştu.

Efendimiz (s.a.v.)'in hicreti

İslam'ı tarihinin hatta dünya tarihinin en önemli olayıdır Hicret. Hicretle birlikte İslam devletinin temelleri atılmış, dünyanın kurtuluşu için gerekli olan reçete daha kalın harflerle yazılmaya başlamıştır. Bugünkü sayfamızın ölçüleri nispetince anlatmaya çalıştığımız hicret, ayet ve hadisler ışığında tekrar tekrar okunması gereken önemli bir olaydır.

Akâbe Bey'atı

Sonraki yıl yani Peygamberliğin 13. senesinde 72 kişi olarak yine Akabe mevkiine gelerek Peygamberimiz ile görüşmek istediler. Efendimiz(sav), amcası Abbas ile birlikte Akabe'ye teşrif etti. Amcası henüz Müslüman olmamış, Ebu Talib'in vefatı sonrasında Peygamberimizle daha çok ilgilenmeye başlamış, ancak bu ilgisi kabile bağından ileriye gitmemişti. Toplantıda ilk konuşmayı Abbâs yaptı; "Ey Hazrec topluluğu, bu benim kardeşimin oğludur. Benim yanımda insanların en sevgilisidir. Siz onu tasdik ediyor onun getirdiklerine inanıyor ve kendisini alıp götürmek istiyorsanız, sizden bu hususta beni tatmin edici bir söz almak isterim. Siz ona vereceğiniz sözü yerine getirebilecek ve kendisini muhaliflerinden koruyabilecek misiniz? Bunu gereği gibi yaparsanız ne iyi. Yok eğer Mekke'den çıktıktan sonra kendisini yardımsız bırakacak rüsvay edecekseniz şimdiden bu işten vazgeçiniz, onu bırakınız. Yine kavmi arasında ve yurdunda izzet ve şerefiyle korunmuş olarak yaşasın."