Hicret.Org Web Sitesi

Sadaka Vermenin Şekli ve İçeriği

Allah Teâlâ sadaka vermeyi övmüştür, ama sadaka vermenin iki şeklini de yermiştir. Bu sadakalardan biri riya için olandır ve ilk baştan batıldır. Diğeri ise sadaka verildikten sonra minnet ve eziyet etmektir bu da sadakanın sevabını yok eder. Bu iki yöntemin batıl olmasının sebebi şu açıdandır:

"Allah rızası için yapılmamıştır veya Allah rızası için yapılmış olsa bile şahıs halis niyetini koruyamamış, minnet ve eziyetle onu batıl etmiştir.
(Tabatabayi, Seyit Muhammet Hüseyin, El-Mizan, 2.c,601.s.)

Diğer bir nokta ise sadaka vermenin gizli olmasıdır.

Allahu Teâlâ Kuran’da iki şekil sadaka vermeyi beyan eder: Biri açıktan olan sadaka diğeri ise gizli olan sadaka ve her ikisi de meşru'dur. Bunlardan her birinin değişik eserleri ve neticeleri vardır.

Goethe, İslam’a ne kadar yakındı?

Katharina Mommsen, Goethe ve İslam kitabında Goethe’nin “Müslüman olup olmadığı” iddiasının kenarından dolaşıp şairin İslam’la kurduğu ilişkiyi irdeleyerek kitaplarından ve mektuplarından Kur’an’a verdiği referansları tespit ediyor.
GOETHE VE İSLAM, KATHARINA MOMMSEN, ÇEV.: SENAİL ÖZKAN, ÖTÜKEN NEŞRİYAT, 420 SAYFA, 40 TL

Zekat, Hz. Peygamber (SAV), Hz. Ömer(ra) ve Hz. Ebubekir(ra)

Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu Peygamberimiz herkesten yapabileceği yardımı en üst sınırda yapmasını istedi Hz Ömer bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz Peygamberin huzuruna çıktı Hz Peygamber sordu:

- Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin?

Hz ömer cevap verdi:

- Tam yarısını getirdim ya Resulallah, size getirdiğim kadar da geride var

Biraz sonra Hz Ebû Bekir geldi O da büyük bir yardımda bulundu Hz

- Malının ne kadarını getirdin? Cevap verdi:

- Tamamını getirdim ya Resulallah, evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım

Bunun üzerine Allah’ın Resulü şöyle buyurdu: - Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir’i kimse geçemeyecek.

Kaynak:http://www.forumlordum.net/kissadan-hisse-hikayeler/80667-zekat-ile-ilgili-kisa-hikayeler.html

Kur'an'ı Bulgarca'ya çevirirken Müslüman oldu

Sofya Üniversitesi'nde Klasik Arap Edebiyatı dersi veren Prof. Dr Svetan Teofanov, Bulgarca Kur'an-ı Kerim meali hazırlarken Müslüman oldu

Sofya Üniversitesi'nde Klasik Arap Edebiyatı, Kur'an-ı Kerim ve hadis dersleri veren Prof. Dr. Svetan Teofanov, Bulgarca Kur'an-ı Kerim meali hazırladı. Oxford İslam Araştırmalar Merkezinde ihtisas, Moskova Şarkiyat Enstütüsünde doktora yapan Teofanov, birçok kitap yazdı. Ancak hayatını değiştiren çalışması Kur'an-ı Kerim'in Bulgarca meali oldu.

Orucu nasıl tutmalıyız?

Muhterem Müslümanlar!

Cenab-ı Hak, insanı, zât-ı ilâhisine ibadet etmek için yaratmış ve birtakım kulluk vazifeleriyle mükellef tutmuştur. Bu ibadetler­den bir kısmı, içte başlayıp dışa doğru genişleyen; bir kısmı da mu­hitten merkeze doğru daralan hususiyetler arzetmektedir.

Nefse hakimiyetin en kesin çaresi, en emin yolu oruç tutmaktır. Cenab-ı Hak, okumuş olduğumuz âyet-i kerimede buyuruyor ki:

«Ey iman edenler, sizden evvelki (ümmet) lere yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi). Tâ ki konmasınız» (1).

Gün sayısında, mevsim ve zamanlarda bazı farklar bulunmakla beraber bizden evvelki ümmetlere oruç farz kılınmıştı. Allahü Teâlâ onlara ihsan ettiği bu lütfü bize de ikram etti ve takva mertebesine ersinler diye, hicretin ikinci senesi, ümmet-i Muhammed'e orucu farz kıldı.

Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi

Kadim dostum ve meslektaşım İhsan Işık'ın yıllardan beri yayına hazırladığı Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'nin genişletilerek 10 cilde çıkarılan yeni baskısının yayınlanması, son ayların en önemli kültür olayıdır. 10 ciltlik bu resimli ve örnekli ansiklopedide 10.366 biyografi şiir, hikaye ve deneme örnekli ve indeksli olarak yer alıyor. İhsan Işık'ın insana şaşkınlık veren bu genişletilmiş çalışmanın yeni adı. Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi...

İslâm’ı Nasıl Anlıyorum?

1. Ben bir mü'min ve müslimim. Mü'min olduğumda tereddüt ve şüphem yoktur.

2. İslâm'ı din ve dünya nizamı olarak kabul etmişimdir.

3. İslâm Allah katında tek hak dindir. Başka hak din yoktur. İslâm, hak din olmakta ortaklık kabul etmez.

4. İslâm'ın tarifi şudur: Allah'ın Resulü, Peygamberlerin sonuncusu ve en büyüğü olan Hazret-i Muhammed'in (Salat ve selâm olsun ona) Allah katından getirip hiç eksiksiz bütünüyle insanlığa bildirmiş olduğu dindir, dünya nizamıdır.

5. İslâm'ın temel kaynağı Allah'ın kitabı Kur'ân'dır. Peygamber Kur'ânın tamamını (bir harf bile eksik olmaksızın) insanlığa bütünüyle tebliğ etmiştir ve günümüze kadar korunarak gelmiştir.

Yıl içine verilen sadakalar zekat yerine geçer mi?

Zekâtı fakire verirken niyet getirmek veya daha önce malın ya da paranın kırkta birini zekât niyetiyle ayırmak şarttır.

Niyetsiz verilen bir mal zekât yerine geçmez.
Kendisine zekât farz olan kimse, gelen fakirlere sadaka verirken zekâta niyet ederse, verdiği mal veya para zekât yerine geçer. Çünkü zekâtta aslolan niyettir. Zekat verirken de zekat olduğunu söylemesi şart değildir.

Yıl sonuna kadar zekâta niyet etmeksizin fakir ve muhtaçlara dağıttığı sadakayı hesaplayarak zekâta mahsup etmek caiz değildir. Yani böyle bir niyetle zekât ödenmiş olmaz.1 Ancak zekat niyeti ile verilmişse zekat yerine geçer.

Kaynak:https://tunagur.wordpress.com/2012/08/03/sadaka-ile-ilgili-soru-ve-cevaplar/

Tarim ürünlerinin zekati (ösür)

Tarim ürünlerinin de bir mal oldugu ve bu bakimdan zekata tabii bulundugu Kitap,Sünnet ve Icma ile sabittir. Mesela su iki ayette mahsüllerden zekat verilecegine dikkat çekilmektedir:

"Ey iman edenler! Kazandiklarinizin iyilerinden ve rizik olarak yerden size çikardiklarimizdan hayra harcayin. " ( Bakara Suresi 267.Ayet )

"Çardakli ve çardaksiz (üzüm) bahçeleri, ürünleri çesit çesit hurmalari, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narlari yaratan O'dur. Herbiri meyve verdigi zaman meyvesinden yeyin. Devsirilip toplandigi gün de hakkini (zekât ve sadakasini) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez." ( En'am Suresi, 141.Ayet )

Uçağı kaçırdı, İslam’ı yakaladı

Danilo Giannoni, bineceği uçağı kaçırınca hayatı değişti. Asıl mesleği takı tasarımcılığı olan İtalyan Giannoni’nin ebru yapmaya başlamasının ve Türkiye’ye yerleşmesinin ilginç bir hikâyesi var: Ülkesine dönme planı, uçağa yetişemeyince suya düştü. İstanbul’a giden Giannoni, ilk görüşte vurulduğu ebru için yaşantısını değiştirdi. Önce ülkesine dönerek çalıştığı şirketlerden ayrıldı, sonra evini İstanbul’a taşıdı. ‘Sır Kapısı’ hikayelerini çağrıştıran bir tanışmanın ardından Müslüman oldu.

İSLAMİYET’E GİDEN YOL ‘EBRU’DAN GEÇER

Söze sadakat gerekir

Sözünde durmak büyük bir erdemdir insan için. Zaten olgun ve yüce bir yaratılışı olan insanın fıtratında vardır “sözüne sadık” olması… Tabiri caizse insan; verdiği sözleri yerine getirdiği ölçüde insandır. Çünkü Hz. Adem’den (a.s) bu yana gelen tüm peygamberler, tüm ilahi dinler muhakkak sözüne sadık olmayı emreder biz insanlara. Nitekim Kur’an’ı Kerim’de Rabbimiz “…Verdiğiniz sözleri yerine getiriniz. Çünkü verdiğiniz sözlerden sorumlusunuz” (İsra, 34) buyurarak, biz kullarına bu işin basit bir meseleden öte, ciddi bir sorumluluk olduğunu hatırlatmıştır.

HAYATIN HIZI UNUTTURDU SÖZÜ

Sürekli bir koşuşturmanın içinde, hayatın hızına yetişmeye çalışırken bizler, maalesef zor oluyor sözümüze sadık kalmamız. Kur’an’da ve sünnette sıkça yer verilmiş olmasına rağmen çoğu zaman gözardı ediyoruz bu emri. Kaç defa “Söz, bak şu saatte durakta olacağım” deyip beklettik arkadaşımızı. Kaç kere “Seni bu akşam arayacağım” diye söz verip annemize, günün telaş ve yorgunluğu ile ertesi güne bıraktık onu aramayı da birçok işimiz gibi. Kaç kere “Bu gün ödevlerini yaparken yardım edeceğim” diye söz verip çocuğumuza; “Neyse yarınkine birlikte bakalım, bak ütü yapıyorum, daha bulaşık yıkayacağım” dedik.

En üstün sadaka nedir?

İhtiyaç sahibinin ihtiyacına uygun olan karşılığı vermek en üstün sadakadır. Hadis-i şeriflerde buyruluyor ki:

En üstün sadaka, su vermektir. [Nesai]

En üstün sadaka, aç bir canlıyı doyurmaktır. [Beyheki]

En üstün sadaka, iki kişinin arasını bulmaktır. [Taberani]

En üstün sadaka, dilini tutmaktır. [Deylemi]

En üstün sadaka, gizli verilendir. En üstün sadaka, ilmi yaymaktır. [Taberani]

En üstün sadaka, ilim öğrenip, başkasına da öğretmektir. [İbni Mace]

En üstün sadaka, kin güden yakınına verilendir. [Taberani]

En üstün sadaka, sağlıklı, mala tamahı çok olup, zenginliği umup fakirlikten korkarken verilen sadakadır. [Müslim]

En üstün sadaka, doğru sözü yerinde söylemektir. [Hâkim]

En üstün sadaka, Ramazan’da verilendir. [Tirmizi]

Kaynak:http://www.nurnet.org/sadaka-sadece-parayla-mi-olur/

HZ. İSA' NIN MÜJDESİ HZ. MUHAMMED (SAV)' DIR

Bazı televizyon programlarında rastlamışsınızdır; adam kalkmış Amerika’dan, İngiltere’den, Kanada’dan gelmiş, bizim herhangi ilimizi mekan tutmuş, kilise açmış ve başpapaz olarak harıl harıl insanımızın imanını çalıyor, itikadını bozuyor.

Bazı televizyon programlarında rastlamışsınızdır; adam kalkmış Amerika’dan, İngiltere’den, Kanada’dan gelmiş, bizim herhangi ilimizi mekan tutmuş, kilise açmış ve başpapaz olarak harıl harıl insanımızın imanını çalıyor, itikadını bozuyor.

Niye Türkiye, niye Anadolu sorusuna da pişkin pişkin cevap veriyor:

“İsa Mesih’in müjdesini hiç duymamış olanlara ulaştırmak için.”

Gören gözlere rehber

8 yasinda hafiz olur. 9 yasinda anne ve babasini kaybettikten sonra Erzurum kendisine dar gelir ve Istanbul'a kaçar. Bir yolunu bulup Gönenli Mehmet Efendi ile tanisir. Hocaefendi'nin de destegiyle okumaya baslar ve müezzin olur. Müezzinlik yaptigi 17 yil boyunca Ingilizce, Ispanyolca, Portekizce ve Arapça ögrenir.

Ney ve ud dersleri alir. Bu alanda kendini ispat ettikten sonra 80'in üzerinde ülkede konser ve Türk musikisi üzerine konferans verir. Dogustan iki gözü de görmeyen Ismail Çimen simdilerde ise çalismalarini musiki, enstrüman ve tasavvuf olmak üzere üç yönde sürdürürken, gören gözlere rehber olmaya da devam ediyor...

Ismail Çimen'in henüz 9 yasinda iken Erzurum'un Çat ilçesinden Istanbul'a kaçisiyla ivme kazanan hayat hikayesi azmin, cesaretin ve kararli olmanin açamayacagi hiçbir kapinin olmadigini gözler önüne seren güzel örneklerle dolu.

Japon ressam Saito Müslüman oldu

Türkiye’ye gezi amacıyla gelen Japon ressam Hirofumi Saito, Türk gençleri ile tanıştığı Bursa’da Müslüman olarak Abdurrahim Hirofumi Sait adını aldı.

Japon ressam Saito Müslüman oldu

Türkiye’ye gezi amacıyla gelen Japon ressam Hirofumi Saito, Türk gençleri ile tanıştığı Bursa’da Müslüman olarak Abdurrahim Hirofumi Sait adını aldı.

Ressam Saito resimlerinde çizdiği, boyadığı doğanın yaratıcısını ararken Bursa’nın Cumalıkızık köyünde İslamiyet’le ilgili öğrendiği bilgiler ve okuduğu dini kitaplar sayesinde Müslüman olmaya karar verdi. Aradığı soruların cevaplarını İslamiyet’te bulan Saito, Müslüman olduktan sonra adını Abdurrahim Hirofumi Sait olarak değiştirdi ve sünnet oldu. Müslüman olmadan önce bir arayış içinde olduğunu söyleyen Saito, aradığı dini şöyle anlattı: “Hindistan ineğe tapıyor. Mecusiler ateşe, yıldıza, kimileri doğaya, kimileri Buda’ya tapıyor. Bense bütün bunları yapanı arıyordum.”