Hicret.Org Web Sitesi

Ahzap Duası Ve Anlamı

Ahzap duası nedir? Ahzap duasının arapça okunuşu ve anlamı

Sadaka çeşitleri nelerdir?

Dört çeşit sadaka vardır:

1-Sadaka-i cariye: Öldükten sonra da, amel defterimize sevap yazdıran sadakadır. Sadaka-i cariye, cami, yol yapmak, ağaç dikmek, çeşme, faydalı ilmi eser bırakmak gibi insanlara faydası dokunan her çeşit iyi işlerdir. Bir hadis-i şerif meali:

[İnsan ölünce, 3 şey hariç ameli kesilir: Sadaka-i cariye, faydalı ilmi eser bırakmak veya ona dua ve istiğfar edecek salih bir evlat.] (Müslim)

2-Fıtır sadakası: Sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı bir mala sahip bulunan her Müslümancın vermesi gereken vacip bir sadakadır. Buna ancak fıtra da denir. Bu kelime halk arasında fitre şeklini almıştır.

3-Nafile olan sadakalar: Bu da kişinin Yüce Allah rızasını gözeterek verdiği sadakadır.

4-Farz olan sadaka: Buna kısaca zekat denir.

20 yıllık papaz Müslüman oldu ülke karıştı

20 yıllık papaz Müslüman Bulgaristan’da 20 yıl kilisede görev y
apan papaz, İslam’ı kabul edince ülkede kriz çıktı. Vidin’de Ortodokslarla Müslümanların 2 asırdır yaptığı ortak aşure günü kutlamaları iptal edildioldu ülke karıştı.

Bulgaristan'da İslam'ı seçen papaz, Müslüman halk ile Ortodoks Hristiyanlar arasında 200 yıldan beri devam eden ortak Aşure günü kutlamalarına darbe vurdu.

Edep ve Haya ile İlgili Ayetler

Edep ve haya ile ilgili ayetler

Mübarek Üç Ayların Fazileti

Cenâb-ı Hakk (c.c.) biz mü’minler için rahmeti, feyiz ve bereketi bol olan günler ve aylar halketmiştir. Nasıl ki haftanın günleri arasında Cuma günü faziletli bir gün ise, “üç aylar” olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan ayları da fazileti büyük, feyiz ve bereketi bol, mübarek aylardır. Zira Receb ayı girince Peygamberimiz (s.a.v.): “Allahım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!"(1) diye dua ederlerdi.

Bu ayların Müslümanlarca değerli addedilmesinin sebeplerinden birisi de Peygamberimiz (s.a.v.)'in bu aylar hakkında verdiği haberlerdir. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz; “Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır.”(2) buyurmuştur.

İslam sanatının kaynaklarına doğru

İslam sanatı, üzerinde çalışanları bazı temel sorunlar konusunda dâima bir zihin karışıklığına sürükleyecek içerimlere sahip olmuştur.
Özgün bir İslam mimarisinin olup olmadığı ya da İslamî dünya görüşü gereği figüratif sanatın yasaklanmış olup olmadığı hakkında tekrar eden sorgulamaların altında, kuşkusuz, İslam sanatına ve bu sanatın kaynağını oluşturan Kuran’a ilişkin bilgi eksikliği yatmaktadır. Titus Burckhardt’ın İslam Sanatı: Dil ve Anlam başlıklı yapıtının önemi, bu sorulara anlaşılır ve inandırıcı yanıtlar vermesinin ötesinde, tüm yargılarını Kur’an merkezli bir yaklaşımla sınamasından kaynaklanmaktadır. Burckhardt’ın Kur’an merkezli yaklaşımı, İslam sanatının belirli bir zihinsel arka plana dayandırılmasını da sağlamaktadır; çünkü yazar bu sanatı, art arda sıralanan bir formlar tarihi olmaktan çıkarmakta, belli bir tarihte belli koşullarda üretilen formların niçin başka türlü değil de o şekilde yapıldığını, İslam düşüncesine nüfûz ederek yanıtlamaya çalışmaktadır.

33 Sene Talebelikten Sonra öğrendiğim 8 şey


Hâtim-i Esam hazretleri, hocası Şakîk-i Belhî hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına şöyle arz eder:

-Efendim,

İmam Gazali ve İhya

Modern zamanlarda Ümmet´in yaşadığı arızalardan birisi de ilim ve alim konusundaki hassasiyet kaybıdır. Yaşadığımız durumun bir "arıza" olduğunu fark edemiyorsak, bu alanda oluşan boşluğu ?kaçınılmaz olarak? farklı unsurların doldurmuş bulunmasındandır. Tasavvurumuzdaki kırılmanın da, rahmet ve bereketin hayatımızı büyük ölçüde terk etmesinin de izahı burada yatmaktadır.

Ahzab Duasını Okumanın Fazileti

Ahzab duası ne için okunur? Ahzab duasını okumanın fazileti

Sadaka ile İlgili Hadisler

Konuyla ilgili bulunan hadisler şunlardır:

(Ölmeden önce tevbe ediniz. Hayırlı işleri yapmaya mâni çıkmadan önce acele ediniz. Zekât ve sadaka vermekte acele ediniz. Böylece Rabbinizin rızıklarına ve yardımına kavuşunuz!) [İbni Mâce]

(Hastalarınızı sadaka ile tedâvi edin. Sadaka, her hastalığı ve belâyı defeder.) [Beyhekî]

(Sadaka vermekte acele edin; çünkü belâ sadakayı geçemez.) [Beyhekî]

(Sadaka, kabir azâbından korur. Kıyâmette de sâhibini himâyesi altına alır.) [Beyhekî]

(İyilik ömrü artırır, sadaka günâhları giderir ve kötü ölümden korur.) [Taberânî]

(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar ve duâsı kabûl olur!) [İbni Mâce]

(En hayırlı insan, gücünün yettiği kadar veren fakir mümindir.) [Deylemî]

Malı çok olup da zekât, sadaka vermeyen kimse, sıkıntı içinde yaşar. Az da olsa, her gün sadaka vermeye alışmalı! Peygamber efendimiz yemîn ederek, (Sadaka malı eksiltmez, sadaka vermekle mal eksilmez) buyuruyor. (Müslim)

Düğünlerde takılan takılar zekat yerine geçer mi?

Düğünlerde taktığımız hediye takıları zekata sayabilirmiyiz? Düğünde taktığımız hediye altın veya para zekat yerine geçer mi?
Zekatın geçerli olması için bazı şartları vardır ki,bunlardan biri,Zekatı verirken niyet etmektir.Diğeri de,Zekatın verileceği yerlerdir.Nisaba sahip olan yani 80 gram altın veya buna eşdeğer parası veya ticaret malı olan kimse şer'an zengindir.Bu kimselere zekat verilmez.Düğünde taktığınız takının zekat olması için gelin ve damadın nisaba baliğ olmaması gerekiyor.

Ayrıca gelin damat fakir olsa bile yani 80 gram altını olmasa bile takıyı takarken zekata diye niyet etmek gerekir.Taktıktan sonra zekata saymakla zekat olmaz. Eğer bu şartlar mevcut olursa fakir olan gelin ve damada zekata niyet ederek takı takılabilir.

http://www.fetvalar.com/sorularla-cevabi-1707.html

Verilen Sadakanın Geçerli Olmasının Şartları

Sadakanın makbûl ve lâyık olduğu mevkii bulması için birkaç şart vardır.

O şartlar da şunlardır:
1 – Sadakayı vermekte israf olmaması.
2 – Başkasından alıp başkasına vermek suretiyle, halkın malından olmayıp, kendi malından olması.
3 – Minnetle in`amın bozulmaması.
4 – Fakir olmak korkusuyla sadakanın terkedilmemesi.
5 – Sadakanın yalnız mala ve paraya münhasır olmadığının bilinmesiyle ilim, fikir, kuvvet gibi şeylerden de sadakanın verilmesi.
6 – Sadakayı alan adam, o sadakayı sefahette değil, hacet-i zaruriyesinde sarfetmesi lâzımdır.

Kaynak:https://tunagur.wordpress.com/2012/08/03/sadaka-ile-ilgili-soru-ve-cevaplar/

Ey sadaka sen nelere kadirsin! (Hikaye)

BİR GECE, BİR ADAM, “Bu gece mutlaka bir sadaka vereceğim!” deyip, sadakasıyla evinden dışarı çıktı. Yolda gördüğü ilk insana sadakasını vermeye niyet etmişti. Öyle de yaptı. Fakat, gecenin karanlığında parayı eline tutuşturduğu insan, karanlıktan istifadeyle evleri soymaya niyetli bir hırsızdan başkası değildi. Hırsız, başına gelen bu olayı arkadaşlarına anlatmış olmalı ki, sadakaya niyetlenen adam, ertesi sabah uyandığında herkesin:
“Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş” diye konuşup durduğunu duydu.
Adam:
“Yâ Rabbi! Bir hırsıza sadaka verdiğim için Sana hamd ediyorum” dedi ve muhtemelen bir hırsıza vermiş olduğu için sadakasının kabul olunmayabileceği düşüncesiyle, ilave etti: “Ancak, mutlaka bir sadaka daha vereceğim.”
O gün akşam olup ortalık karardığında, yine sadakasıyla yola çıktı. Gecenin karanlığında bu sefer, gördüğü bir kadının avucuna sıkıştırdı paraları. Sabah olduğunda ise:

Zekat birden fazla kişiye verilebilir mi?

Zekâtı bir kişiye verebileceğimiz gibi, birden fazla kişiye de verebiliriz.

Hanefi ve Şafilere göre, fakir ve miskinlere ihtiyaçlarını karşılayacak kadar zekât vermek caizdir.

Hanefilere göre, eğer zekât ayrı ayrı kimselere verildigi takdirde çok küçük parçalara ayrılacaksa, tamamını bir kişiye vermek daha uygundur. Mesela evlenmek için borca giren bir fakire, ihtiyacını karşılayacak kadar zekât toptan verilebilir.

Bir kimseye nisap miktarı veya nisap miktarından fazla zekât vermek caiz ise de, böyle yapmak kerahatten uzak degildir. Ancak, zekât verilecek ailede birden çok fakir varsa, tamamını dikkate alarak hepsinin birden zengin sayılmayacağı kadar verilmesi mekruh olmaz.

Ayrıca, borçlu olan birisine hem borcunu ödeyecek, hem de elinde nisap miktarına ulaşmayacak kadar vermek de mekruh olmaz.

Diğer taraftan, zekâtın bir anda toptan verilmesi şart değildir. Sene içinde parça parça olarak da verilebilir.

Fidye vacip midir?

İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder.

Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir.

Kaynak:http://www.frmtr.com/ramazan-etkinlikleri/2990394-oruc-yerine-fidye-verilmesi.html